9 Mayıs 2013 Perşembe

Nikola Tesla, HAARP ve BlueBeam Projesi

Merhabalar Ben Salmon
Bugün dünyanın bence en zeki insanı Nikola Tesla hakkında bir yazı yazacağım tabii bunun yanında bağlantılı olarak makinesi HAARP ve NASA nın BlueBeam ini anlatacağım. Arkadaşlar Nikola Tesla çok ilginç buluş ve deneylere imza atmış bir insandır. Kablosuz olarak elektrik taşımayı ilk o akıl etmemiştir ama bu alanda çalışmış ve gerçekten büyük alanlara elektrik sağlayabilir bir makine yapmıştır. Ama ne yazık ki kıymeti bilinmemiştir ve aptal olarak niteleyenler bile olmuştur. Tesla iyonosferi kullanarak elektrik aktarımı yapabileceğini anlamıştır ve bu yönde çalışmalar yapmıştır.  Wardenclyffe Kulesi kulesini inşaa etmiştir fakat zamanın devlet başkanı bunun saçma birşey olduğunu söyleyerek kuleyi yıktırmıştır.

Bu wardenclyffe kulesidir işte. Ama söylediğim gibi yıktırılmıştır belki korkuldu belki de aptalca bulundu herneyse.
Tesla elektriğindahi çocuğudur da diyebiliriz. Ayrıca kendine çok da güvenirdi birşeyi doğru bulduğunu düşündüğünde ne olursa olsun korkmazdı. Örnek olarak binlerce watt elektriğin arasında metal bir sandalyede oturmuştur.
Bu da wardenclyffe kulesinin deneme sürümüdür aynı zamanda.
Wardenclyffe Kulesinin Yıkılışı


Birinci Dünya Savaşı sırasında, ulusal savunma adına çok saçma saygısızlıklar öne sürüldü. Garip bir nedene göre (veya nedensiz) Long İsland, Wardenclyffe'deki Tesla'nın şanslı kulesinin ABD'nin emniyetini tehlikeye soktuğuna ve tahrip edilmesi gerektiğine karar verildi.
Kablo bağlayarak yüksek yapıyı öne çekip, dengesini bozmak için yapılan boş teşebbüslerden sonra, en sonunda temelini dinamitleyerek, devrildi. O zaman bile, kule çökerken parçalanmadı. Zedelenmeksizin yana yattı ve en sonunda parça parça söküldü.
Fakat bu yapı parçalanmalıydı? Nedeni parçalanmadı bilinmiyor.

Philadelphia Deneyi
Bu da teslanın yaptığına inanılan bir olaydır arkadaşlar ve bence yapmıştır.
Philadelphia deneyi project rainbow adıyla da anılır. Bu deneydeki amaç ışınlanmadır. İnsanlar hayvanlar demir metal çay kaşığı herşey taneciklerin birbirine kenetlenmesi ile oluşur bu deneyde ise amaç o tanecikleri ayırıp elektriği kullanarak hızlıca taşımaktır. Deney şöyle gerçekleşmiştir:
Tanığa göre, deney 22 Haziran 1943'te sabah saat 09.00' da jeneratörlere güç verilerek  başlatıldı.Manyetik alan oluşuyordu; sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başladı ve USS Eldridge kayboluyordu; Olayın tanığı şöyle devam ediyor;"Bir an sadece geminin çıpasını görebildim, sonra oda kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı.Gemi ve mürettebatı hem radarda hemde gözlerimizin önünde yok olmuştu.Her şey planlandığı gibi yürüyordu, 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiç bir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu?

Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk.Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük,diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki hiç birinin bilinci yerinde değildi.Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerine hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı. Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi.Gemi istenilen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943'te deney yine aynı gemide tekrarlandı.Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı.Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgide yok oldu. Şimdi gemi tamamen yokolmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk'ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia'da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı.Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmediler.Bu olayın en korkunç bölümü ise beş tane denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı.Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi.Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu.Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. "Donma" adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donmustu ve altı ay sonra kurtarılabilindi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine neden olan neydi? diyor olayın tanığı.Philadelphia deneyi hakkında ''gemi'' nasıl Norfolk'a gitti? Neden yine Philadelphia'da bir yere gitmedi? Levenson'un "Zaman Kilitleri"mi neden olmuştu?
Biz bir zaman dizisi içerisinde yaşıyoruz her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla çevriliyiz. Uzay-Zaman içinde bir yerde, bir an için var olduğumuzda, oluşan zaman karesi yani o anın resmi, lokal uzay / mekan koşulları gereğince yakalanır ve dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve Güneş sisteminin çevresinde yörüngeye girer. Bu "Işınlanma" gibidir.Yani her hareketimizin bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini almıştır.Bu sonsuz zaman resimleri veya dilimleri Yaradılıştan beri vardır.Yani dünya zamanı içinde değilde,uzay zamanı içinde geri dönüp tüm resimleri görebiliriz.Bu oluşumun diğer koşulu bugünün emilme özelliğidir,içinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur; bu tekbir anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir uzay alanındadır. Yani o alanda bu an geçmişdeki tüm anlar vardır; işte USS Eldridge'nin Norfolk'ta ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır; çarpılan uzay-zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anı resmi ortaya çıkmış ve gemi görünmüştür.Yani o anda hem Philadelphia'da hemde Norfolk'tadır.Eğer zaman alanını yeterince bozabilirsek,bir yerde görünebilir,dünya-zamanda değil, uzay-zamanda yer değiştirmiştir. Sebebi daha önce oradaydı.Eğer olay sırasında ve transfer tamamlanmadan önce birisi enerjiyi durdursaydı, madde parçacıkları ışınlanarak emilecek kaynağına doğru yani geriye vakumlanarak bu andaki orjinal yerine dönecekti. İki tane balon düşünün;birisinin içinde Philadelphia'da USS Eldridge bulunsun; Diğer balon ise Norfolk'ta ama içi boş;Bu boş balonda madde olmayan holodrafik görüntü beliriyor ve bu görüntü geçmişte bir yerde olan uzaysal bir imaj.Geçmişteki her zaman resmi bir holografik bir imaj balonu olarak vardır,Bunu bir çizgi filmin kareleri olarakta düşünebilirsiniz. Bu resim dizisi her varolan her şey için oluşmaktadır. Eğer biz Philadelphiya'da bulunan USS Eldridge'nin kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak,Norfolk'daki boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru yada madde tüpü oluştururuz.Yani imaj gemiye doğru...Bu noktada, kaynağın dörtte biri boş, hedefin dörtte üçü doludur, işte tam bu anda birisi balonu sıkıştırmayı durdurursa ne olur? Işınlanmış madde dalgalar halinde geri dönerek orjinal uzaysal alanına geri döner yine vakum yaparak balonunu doldurur. Basınç yani sıkıştırma enerjisi "Yüksek şiddette titreşen manyetik alanlar" transferden önce serbest kalmıştır. Sonuç dalgaları dev bozucu veya distortional etkiler yaratarak kütleyi alanında hacimsiz bırakırlar. Canlı organizmaların kayıt alanındaki etkileri kağıt gibi incedir, dalga yerini alırken tüm dalgaların kaydı sırasında kurbanlar hayalet kayıtlara dönüşürler. Bu bio-plazmik alanın bozulması ciddi fiziksel sorunlara yol açabilir; Bu olasılık öldürücü ve şaşırtıcıdır ama yapacak bir şey olamaz,Eğer amaç görünmezlikse, çeşitli tanım ve yorumlar getirebilir. Ama niçin gemi suya batmamış ve ya karada bir kentin ortasında belirmemiştir sorusunun cevabı yukardadır, zira geçmişin resimlerinde bunlar yoktur. Ve negatif sonuçlara göründüğü kadar bakılırsa, deneyde yanlış giden birşeyler vardır.Ama bunlar nelerdir?
Philadelphia Deneyi bu bilimsel anlatımlardan sonra bugün 1943'te olduğundan daha güncel.Yeni kaynaklardan yeni ayrıntılar öğrenilmekte ,başka bir iddiaya göre projede görev alanların beyni yıkanarak, gördüklerini unutmaları sağlanmıştı. Fakat yıllar sonra anılar geri gelmeye başladığı için yaşayan tanıklar konuşmaya başladılar. Bielek bu yeni iddialardan kitabında söz ediyor. 

Tabii bu deney için ansiklopedik bilgi ben kendi bildiğimi de anlatayım. 
Tabii savaş sürüyor ve saldırı yapmaları gerekiyor ama denizaltılara ihtiyaçları var yüzeyden gittiklerinde direk batırılıyorlar. Denizaltı da o zamanlar masraf demek yani anlarsınız. Tesla da diyor ki ben ışınlarım bu gemiyi ama kimse hareket etmemeli yoksa delirirler veya ölürler(parça parça giderler). Adamlar kabul ediyorlar napıcan edicen tabi savaştasın. Tesla bunları ışınlıyor ama çoğu deliriyo 2-3 kişi sağlam kalıyo diğerleri de kolu bacağı yer değiştirmiş şekilde gidiyor.
herneyse siz bunu araştırabilirsiniz daha sonra filmi bile var.
Ayrıca tesla hakkında bir efsane daha vardır ki doğru olması mümkün birşey çok da ilginç. Efsaneye göre hangi ülke olduğunu tam hatırlayamadığım bir ülkede (ki ingiltere olması olası)  bir su deposu yapılmaktaydı dünya savaşı insanları çok kötü etkilemişti susuzluklar yaşanmaya başlamıştı. İşçiler çalışırken bir adam gelip elindeki metal parçası gibi bir şeyi kulenin demir ayaklarından bir yerine takmıştır. yaklaşık 5-10 saniye sonra kule sallanmaya başlamıştır o aleti takan adam taktığı şeyi alıp uzaklaşmıştır ve kule dayanamayıp yıkılmıştır söylentiye göre o adam nikola tesla dır.Bu efsane HAARP la bağlantılı bu yüzden anlattım.

Tesla hakkında bu kadar bilgi bizim için yeterli sanırım çok zeki bir insan olduğunu fakat yanlış zamanda doğduğunu anlamışsınızdır. daha fazla bilgi için tıklayın. 

Şimdi Gelelim HAARP'a
Evet HAARP demek Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı demektir yüksek frekans yazıyor değil mi nikola tesla nın vikipedisinde bile bu adamın yüksek frekansla uğraştığı yazıyor zaten bağlantı var anlayın. Zaten adamlar saklamıyor da  Amerika Birleşik Devletleri Silahlı KuvvetleriDeniz Kuvvetleri ve Alaska Üniversitesi tarafından ortak yürütülen iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska'da sürdürülen çalışma. Bu fikir, ilk kez Sırp asıllı ABD'li bilim adamı Nikola Tesla tarafından ortaya atılmıştır. diyorlar vikipedide bile.
Bu HAARP antenler sayesinde çalışıyor ve teslanın bulduğu iyonosferi kullanma prensibiyle hareket ediyor.
Bu da kendilerinin bir resmi alaskaya bakın günlük güneşlik. Zaten HAARP iklim kontrol ve deprem aracıdır adamlara soğuk geldiyse oralar ısıtıveriyolardır.
Şimdi bu HAARP la ne yapıyorlar onu söyleyeceğim size bunun ilk kurulduğu zamanlar devletler kurulmasını istememiştir kampanyalar fln düzenlemişlerdir çünkü biliyorlardı deprem yapılabileceğini herneyse neler yapılabiliyor onu söyliycektim.
1-Deprem
2-İklim Değişikliği
3-Manyetik Alanı etkileme (yani adamlar biraz elektrik harcasalar pusulanın iğnesinin yönünü bile değiştirirler)
4-Bermuda Şeytan Üçgeni 
5- Tsunami
Depremden başlayalım ülkemizde de uygulamışlardır 1999 depremi bir HAARP sonucudur. Hatta bu depreme şahit olan insanlarla tanışmaya gittiğimde gökyüzünde bir ışık gördüklerini ve daha sonra deprem olduğunu söylediler HAARP çalışırken ışık çıkartır ve bu bu konuyla ilgilenen çoğu kişi tarafından bilinir.
Buyrun 99 depremine tanık olan birinin anlattıklarından yazılan yazıyı okuyun.
17 AĞUSTOS 1999, GÖLCÜK SAAT: 03.02
SAAT gecenin üçüydü ve insanlar can havliyle kendilerini evlerinden dışarı atarken sanki bir kıyameti yaşıyor gibiydiler. Belki de insanların çoğu, ölümün kendilerine ne denli yakın olabileceğini ilk defa bu denli yakından gördüler.
Donanma Komutanlığı'nın görkemli devir teslim törenini müteakip, deprem hiç beklenmedik bir zamanda, ansızın çıkagelmişti, iki firkateynin gece boyunca aydınlattığı Orduevi yerle bir oldu. Milyarlarca liralık havai fişeklerin aydınlattığı Gölcük semaları birkaç saat sonra bilim adamlarının "deprem ışıması" dedikleri ancak hâlâ ne olduğu tam olarak anlaşılamayan bir "şey"le aydınlandı. Birkaç saat sonra, o unutulmaz uğultunun ardından bütün Türkiye derin uykusundan uyandı. Binalar birbiri ardına devrilirken, ölüm binlerce insanı aynı anda yakalıyordu.

uğultu ve ışıma işte HAARP ın ta kendisi niye uğultu ve ışıma olduğunu da açıklayayım. Şimdi bu depremi  yapmak için elektriği kullanıyorlar ve iyonosferde elektrik aktarılırken siz de görürsünüz bu aynı şimşeğe benzer elektriği görürsünüz yani anlayın. Uğultu ise manyetik alandan kaynaklanıyor dünyamızın manyetik alanı bu tür şeyler yapıldığında uğultu oluşturur bu tür şeyler derken büyük enerji dolaştığında demek istedim. Bu uğultuları internette araştırabilirsiniz daha geçen yıl da birçok kez yaşandı ve sosyal medyada sansasyon yarattı. İnci sözlükte bile bir çok başlık açıldı araştırın işte herşeyi devletten beklemeyin. 
Sanırım depremi anladınız anlamadıysanız da araştırın ben sadece size bir ışık ışını yolluyorum siz o ışının geldiği yeri kazıya kazıya ışığa ulaşabilirsiniz.
Hadi size bi kıyak haarp hakkındaki neredeyse herşey bu linkte var.
Sıra geldi iklim değişikliğine
zaten manyetik alanla oynayabilineceğini söylemiştim eğer oynarlarsa gezegenler de ona göre şekillenir diğer herşey de e gezegenler manyetik alana göre şekillenirse güneşi istedikleri yere yakınlaştırabilirler değil mi ? evet yapabilirler.
manyetik alan etkileme demiştik zaten anlayabiliyorsunuzdur iyonosferdeki tanecikleri hareket ettiriyorlar manyetik enerji ve elektrik sayesinde her tür değişikliği yapabiliyorlar.
4 bermuda şeytan üçgeni demişiz
bu şeytan üçgeni olayı uğursuzluk değil manyetizmayla ilgilidir. Bermuda adası yakınlarında 3 nokta arasında manyetik bir alan vardır uçaklar ve gemiler burdna geçerken garip şeyler yaşar hatta bazı uçaklar manyetik etkiye dayanamayıp düşerler. Ayrıca üçgen diyoruz dikkatinizi çekerim üçgen, illuminati !..
son olarak da tsunami demişiz evet arkadaşlar denizdeki molekülleri de etkileyebiliyorlar buna benim de kafam çok basmıyor ama iklim değiştiren makine su moleküllerini etkileyebilir içindeki metalden veya elektrikten faydalanarak. ama bu tsunami olayı kanıtlı biliyorsunuz ki Levi nin de anlattığı üzere illuminati oyun kartları var ve bu kartlardan biri de tidal wave yani deprem dalgası demek.(tsunami ler denizde oluşan depremlerden meydana gelir.)
bu da resmi 

 şimdi sizin için bu resim ile japonya tsunamisinde çekilen bir resmi birleştirdim bakın ne oldu
çok benzemiyor mu. ya bu iki resim çok benziyor yada ben çok paranoyakım. Gördüğünüz üzere adamlar HAARP la herşeyi yapabilicek güçteler bu kadar HAARP da yeter zaten yukarda HAARP la ilgili bilgi adresi vermiştim merak edenler ordan devam edebilirler.
Şimdi sıra geldi BlueBeam Project yani Mavi Işık Projesi
Bunu kısa keseceğim çünkü hemen anlayacaksınız zaten. Bu projenin amacı milletlere yüksek değer verdikleri şeyin hologramlarını göstererek ki bunu uzaydaki uydular ve HAARP sayesinde yapıyorlar. nerede kalmıştık he hologramları göstererek daha doğrusu bu hologramları gösterirken düşük frekanslı yayın yaparak beyinleri etkilemektir. Mesela bi ara saba tümerin saatlerce yayınında gösterdiği kabeye melek inmesi, mahşerin 4 atlısı gibi vidolar hep bu bluebeam projesinin eseridir ve kimse bunun bir hile vey hologram olabileceğini söylememiştir yazık milletimiz bu kadar kör oldu işte.

Ek Olarak
BlueBeam Videoları




Artı Olarak Nikola Tesla nın sözleri size tavsiyemdir böyle büyük adamların söylediği sözleri okuyun bakış açınızı değiştirebilicek şeyler bile söylemiş olabilirler.



  • Erdemlerimiz ve kusurlarımız birbirinden ayrılamaz, güç ve madde gibi. Onlar ayrıldığında insan bir hiçtir.
  • Eğer güç elde etmek için yakıt kullanırsak sermayemizden yeriz ve onu hızlıca tüketiriz. Bu yöntem barbarca ve müsrifçedir.Ve sonraki nesillerin çıkarı için durmamız gerekir.
Wardenclyffe projesi için;
  • Dünya buna hazır değildi, zamanının çok ötesindeydi ama aynı kanunlar sonunda galip gelecek ve bunu muhteşem bir başarı yapacaktı.
  • Para insanların kendine biçtiği kıymete haiz değildir. Benim bütün param deneylere yatırılmıştır. Bunlarla yeni keşiflerde bulunup insanoğlunun yaşamını biraz daha kolaylaştırmasını sağlıyorum.
  • İnsan imkansızı başarabilir sözü yetersizdir çünkü insan imkansızın da ötesine ulaşabilir.
  • Bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların olsun; ama uğrunda çok uğraştığım gelecek, benimdir.
  • Birkaç saniyede binanın titremeye başladığını hissettim. On dakika daha devam etseydim binayı ve sokağı yıkabilirdi. Aynı cihazla Brooklyn Köprüsünü 1 saatten kısa bir süre içinde East Rivera indirebilirdim.
(Tesla Deprem Makinesi için)
  • Kendi alternatif akım ve yüksek frekans ile ilgili "Frekans yüksek olduğu müddetçe yüksek voltajlardaki alternatif akımlar derinin yüzeyinde, herhangi bir yaralanmaya neden olmadan salınırlar. ama bu amatörlerin becerebileceği bir şey değildir. sinir dokularına nüfuz edebilecek miliamperler öldürücü bir etki yaratabilir ama derinin üzerindeki amperler kısa süreler için zarar vermez. Derinin altına sızabilecek düşük akımlarsa, ister alternatif ister doğru akım olsunlar, ölüme yol açabilir...
Nicola Tesla, alternatif akım ve yüksek frekansla ilgili olarak yukarıdaki sözleri söylemiştir.
  • Kendi deyimiyle zihninde çakan şimşekler çoğu zaman rehberi olmuştur. Bunlardan ışık patlamaları olarak bahseder;
“Bu ışık patlamalarını hala zaman zaman yaşıyorum. Yeni bir fikrin zihnimde parıldayıvermesi gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Ama artık eskisi kadar heyecan verici değil bu, eskiye nazaran daha etkisiz. Gözlerimi kapattığımda, ilk önce mutlaka çok koyu ve tek tonlu bir mavi fon görüyorum. Tıpkı açık ama yıldızsız bir gecede olduğu gibi. Birkaç saniye içinde bu alan parıltılar saçan ve bana doğru ilerleyen yeşil ışıltılarla doluyor. Neden sonra sağ tarafımda birbirine paralel ve yakın ışınların oluşturduğu iki ayrı sistem görüyorum. bu iki sistem birbirleri ile dik açı oluşturacak şekilde duruyorlar; sarı, yeşil ve altın renklerinin hakim olmasına karşın, her türlü rengi içeriyorlar. Sonra bu çizgiler daha da parlaklaşmaya başlıyor ve her yere parıltılar saçan belirgin noktalar serpiliyor. Bu resim yavaş yavaş görüntü alanımdan çıkıyor ve sola doğru kayarak yok olup gidiyor, yerini pek de hoş olmayan ölü bir griliğe bırakıyor. burayı çabucak kabaran ve kendilerine canlı formlar vermeye çalışıyormuş gibi duran bulutlar doldurmaya başlıyor. İşin ilginç yanı şu ki, ikinci aşamaya geçilinceye değin bu griliği belirgin bir şekle benzetemiyorum. Her seferinde, uyuyakalmadan az önce, gözlerimde kimi şeylerin ya da insanların görüntüleri canlanıyor. onları gördüğüm anda anlıyorum ki bilincimi yitirmek üzereyim. Eğer ortaya çıkmıyorlarsa ya da bunu reddediyorlarsa biliyorum ki bu uykusuz bir gece geçireceğim anlamına geliyor..."
  • Paranın başkaları için taşıdığı anlam, benim için bir şey ifade etmiyor.



Ben Salmon umarım biraz anlamışsınızdır.
-Salmon

2 yorum: